Tasfiye kanunu çıktı. Peki nasıl uygulanacak?

Tasfiye Yasası adıyla anılan kanun hükümlerinin (18 Ocak 2019 tarihli Resmi Gazete ile 4735 sayılı Kanuna eklenen geçici madde) yürürlüğe girmesiyle; imalat girdi fiyatlarındaki beklenmeyen artışlardan kaynaklı olarak işi devam ettirmekte zorlanan yüklenicilere, talepleri halinde sözleşmesinin tasfiye edilmesi ya da devredilmesi olanağı tanınmıştır. Bu olanağın kullanılabilmesi için yüklenicinin, ihalesi 31 Ağustos 2018 tarihinden önce gerçekleştirilen ve 18 Ocak 2019 tarihi itibarı ile yapımı devam eden sözleşmelerinin tasfiyesi ya da devri için idareye 19 Mart 2019’a kadar yazılı başvuruda bulunması gerekmektedir.

İdare, yüklenicinin başvurusu üzerine Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın görüşünü alarak işin tasfiyesini veya devrini gerçekleştirebilir. Hazine ve Maliye Bakanlığı işin tasfiye edilmesi, devredilmesi ya da bu yasa hükümlerinin başvuru konusu işe uygulanmaması yönünde görüş bildirebilecektir. Burada, Bakanlığın başvuruları değerlendirme konusunda hangi esaslarla karar vereceği ve idarenin onayının aranma sebebi gibi hususların belirsizliğini koruduğunu hemen belirtelim.

Tasfiye tutarı nasıl hesaplanacak?

Tasfiye; ticari bir kuruluşun taahhüdündeki işi devam ettirememesi, kapanması vb. sebepler üzerine hesaplarının kesilmesi, alacaklılara, paylarına düşen miktarın verilmesi olarak tanımlanmaktadır. İdarenin, “sözleşmesine göre henüz tamamlanmamış işin yapılan kısmını” bedeli karşılığında yükleniciden teslim alması olarak da özetlenebilir.

Tasfiye işleminde en önemli husus tasfiye tutarının yani işin yapılan kısmının bedelinin tespit edilmesidir. Tasfiye tutarının tespiti sözleşme özellikleri gereği anahtar teslim götürü bedel ve teklif birim fiyatlı sözleşmelerde farklı yöntemlerle yapılmaktadır.

Teklif birim fiyatlı işlerin sözleşmesinde iş kalemi miktarları ve birim fiyatları yer almakta, böylece işin yapılan kısmına ait metrajların çıkarılması ile işin tasfiyesine esas tutarlar kolaylıkla tespit edilebilmektedir. Anahtar teslim götürü bedel işlerin ise sözleşmesinde iş kalemlerine ait miktarlar ve birim fiyatlar bulunmadığı için işin yapılan kısmının tespiti için farklı bir yol izlenmesi gerekecektir.

Anahtar teslim götürü bedel sözleşmelerde işin fiziki gerçekleşmesi ve beraberinde tasfiye tutarının tespit edilebilmesi için aşağıdaki işlemler sırası ile yapılmalıdır.

Sözleşme kapsamında bulunan tüm iş kalemleri tespit edilir

Sözleşme ve eklerine göre sözleşme kapsamında bulunan tüm iş kalemleri tespit edilir. Bu tespitte işin yaklaşık maliyeti değil proje, mahal listesi ve teknik şartnameler esas alınmalıdır. Yani işin yaklaşık maliyetinde olmayan ancak proje, mahal listesi ve teknik şartnamelerde yer aldığı için yüklenicinin gerçekleştirmekle yükümlü olduğu iş kalemleri dikkate alınacaktır. Bununla birlikte işin yaklaşık maliyetinde hatta -varsa- sözleşmesindeki pursantaj listesinde bulunan ancak proje, mahal listesi ve teknik şartnamelerde bulunmayan iş kalemleri, bu iş kalemleri için yüklenicinin bir yükümlülüğü bulunmaması nedeniyle tasfiye hesabını teşkil eden pozlar arasında yer almamalıdır. İlave iş ya da iş kalemi değişikliği ile ilk sözleşme kapsamında olmayıp sonradan sözleşmeye dahil dahil edilen iş kalemleri de tasfiye kapsamında değerlendirilir.

İş kalemlerinin (işin tümü için) toplam miktarları bulunur

Sözleşme kapsamında bulunan iş kalemleri için metrajlar çıkarılır ve her iş kaleminin toplam miktarı tespit edilir. Miktar tespitleri de idarenin bu iş için hesaplamış olduğu yaklaşık maliyetten bağımsız olarak yapılmalı, yaklaşık maliyet hazırlanması aşamasında hazırlanan metraj cetvellerine itibar edilmemelidir. (Bu ifade, yaklaşık maliyet cetvelindeki metrajlardan yararlanılmayacağı anlamına gelmez. Yaklaşık maliyet miktarlarının tasfiye miktarı tespitinde tahakküm unsuru haline gelmemesi gerektiği anlaşılmalıdır.)

İşin devamı sırasında iş artışı, eksilişi ya da iş kalemi değişiklikleri yapılmış ise toplam miktarların tespitinde bu değişiklikler sonucu belirlenen nihai miktarlar esas alınmalıdır.

Yapılan iş kısımlarına ait miktarlar bulunur

Her iş kaleminin yapılan iş kısmına ait miktarı tespit edilir. Fiziki gerçekleşmenin en önemli adımı olan bu aşamada imalatların mutlak ölçülebilir olması şartı aranır.

Yapım İşleri Genel Şartnamesinde (Madde 47/17) “…tasfiye halinde kesin hesabın yapılabilmesi için işlerin ve ihzaratın ölçülebilir duruma getirilmesi, teknik zorunluluklar nedeniyle veya yapılmış iş kısımlarının korunmasını sağlamak üzere işlerin belli bir aşamaya kadar yapılması…” ifadesi ile miktarların ölçülebilir olması, fennî zorunluluklar halinde işin belli bir aşamaya kadar tamamlanması gerektiği belirtilmektedir.

Konuyla ilgili olarak 21.02.2008 tarihli 03/225 sayılı Yüksek Fen Kurulu görüşünde “Ölçülebilir duruma getirme, teknik zorunluluklar veya yapılmış kısımların korunmasına yönelik idare taleplerinin; ölçülü olması, süreçte sıkıntı yaratacak amaç dışı ilave iş niteliğinde olmaması aranılan bir husustur. Yükleniciden zorunlu olarak yapması istenilen bu imalatların, tasfiye hali göz önüne alındığında makul bir düzeyde tutulması önemli olmaktadır.” ifadesiyle şartname hükmüne açıklama getirilmiştir.

İş kalemlerinin birim fiyatları tespit edilir

Teklif birim fiyatlı işlerde, iş kalemi fiyatları sözleşmesinde yer almakta ve tasfiye tutarının tespitinde bu birim fiyatlar kullanılmaktadır. Anahtar teslim götürü bedel işlerde ise birim fiyat tespiti iş artış ve eksilişlerinde yüklenici ve idare arasında her daim anlaşmazlık konusu olduğu gibi tasfiye sürecinde de benzer durum yaşanmaktadır. Bu durumun, yapım işleri genel şartnamesinde birim fiyat tespitinin yeterince açık ifade edilmemesinden kaynaklandığını söylemek yanlış olmayacaktır.

Yüksek Fen Kurulunun 21.02.2008 tarihli 03/225 sayılı görüş yazısında tasfiye işlemlerinde birim fiyat tespitiyle ilgili olarak, “Sözleşme ve eklerinde öngörülen hükümler ile işe ait özel şartlar ve nitelikleri gözetilerek; idarece istenilmiş ve yüklenicinin teklifi ekinde iş kalemlerine ve/veya iş gruplarına ait bileşenler ve bunlara ait fiyatlar verilmiş ise, fiyatların idarece kabul edilebilir olması dikkate alınarak bu fiyatlar, idare ve diğer idarelerdeki fiyatlar ve piyasa rayiçleri ile yaklaşık maliyete esas fiyatların birlikte değerlendirilmesi sonucu her bir iş kalemine ait en uygun fiyatların belirlenmesine…” açıklaması yer almaktadır. Bu açıklama çerçevesinde, birim fiyatlar belirlenirken “güncel yıl birim fiyatları uygulanır”, “güncellenmiş yaklaşık maliyetteki fiyatlar uygulanır” vb. gibi keskin bir yorumda bulunulamayacağı, sözleşme hükümleri ve piyasa koşulları dikkate alınarak “makul yol ve yöntem” izlenmesi gerektiği anlaşılmaktadır.

Bununla birlikte, tasfiye işlemlerinde birim fiyat belirleme sürecini iş artış ve eksilişlerindeki birim fiyat belirleme sürecinden ayrı tutmak gerekir. İş artış ve eksilişlerinde belirlenen birim fiyatlar doğrudan ek sözleşme tutarının muhtevasını oluştururken; tasfiye aşamasında belirlenen birim fiyatlar tasfiye tutarını oluşturmamakta, gerçekleşme oranının tespitinde “yardımcı bileşen niteliğinde” kullanılmaktadır. (Yazının ilerleyen bölümlerindeki örnek incelendiğinde daha iyi anlaşılacaktır.)

İşin tümünün ve yapılan kısmın maliyeti bulunur

İşin tümü için hesaplanan iş kalemi miktarları ve birim fiyatların çarpılması ile işin tümünün maliyeti bulunur. İşin yapılan kısmına ait iş kalemlerinin miktarları ile birim fiyatların çarpılması ile işin yapılan kısmına ait tutar tespit edilir.

Bu işlemler, işin tümü ve yapılan kısmı için ayrı oluşturulmuş hesap cetvellerinde yapılır.

İşin gerçekleşme oranı tespit edilir

İşin yapılan kısmının maliyeti, işin tümünün maliyetine bölünerek gerçekleşme oranı tespit edilir.

Yapılan iş tutarı (tasfiye tutarı) tespit edilir

İşin sözleşme tutarı ile gerçekleşme oranının çarpılması sonucunda yapılan iş tutarı (tasfiye tutarı) belirlenmiş olur. İş artışı ve eksilişi yapılmış olması halinde sözleşme tutarı olarak, artış/eksiliş eklenerek elde edilen toplam tutar alınır.

Tasfiye tutarının hesabına ilişkin örnek

Sözleşme tutarı 450.000,00 TL olan anahtar teslim götürü bedel bir iş kapsamında toplam 3 iş kalemi olduğunu varsayalım.

Bu işin tasfiye tutarının tespit edilmesi için sırasıyla aşağıdaki işlemler yapılır.

 

Gerçekleşme Oranı = Yapılan Kısmın Maliyeti / İşin Tümünün Maliyeti

Gerçekleşme Oranı = 302.232,00 / 524.045,60

Gerçekleşme Oranı = 0,5767284373726256

Tasfiye Tutarı = Sözleşme Tutarı X Gerçekleşme Oranı

Tasfiye Tutarı = 450.000,00 X 0,5767284373726256

Tasfiye Tutarı = 259.527,80

Bu iş 259.527,80 TL’lik tutar ile tasfiye edilecektir.

Gözden kaçmaması gereken bir husus: “süre uzatımı”

İlgili kanun değişikliğiyle tasfiye ve devir için başvuru yapma hakkı kazanan yüklenicilerin (devir gerçekleşmişse işi devralan yüklenicinin) idareye yazılı başvuru yaparak süre uzatımı talep etmesi de mümkün. Bu şekilde gerçekleştirilecek süre uzatımında, sözleşme ve eklerinde belirlenen süre uzatımına ilişkin kısıtlama ve şartlar aranmaz ancak tasfiye ve devir işlemlerinde olduğu gibi süre uzatımı verilmesi de Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın görüşü ve idarenin onayına bağlı.

Kesin teminat iade mi edilecek?

Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 47. maddesi hükümleri gereği fesih hallerinde kesin teminat ve ek kesin teminatın gelir kaydedilmesi gerekiyor. Doğal afet, kanuni grev, genel salgın hastalık, kısmi veya genel seferberlik ilanı ve gerektiğinde Kamu İhale Kurumu tarafından belirlenecek benzeri diğer hallerde işin tasfiye edilmesi ise bu durumun istisnasını oluşturuyor. Ancak tasfiyeyi gerektirecek hallerin yükleniciden kaynaklanan bir kusurdan ileri gelmemiş olması, taahhüdün yerine getirilmesine engel nitelikte olması, yüklenicinin bu engeli ortadan kaldırmaya gücünün yetmemiş bulunması gibi koşullar aranıyor.

Kanun maddesinde, “Sözleşmesi feshedilen veya sözleşmeyi devreden yüklenicinin teminatı iade edilir.” ibaresiyle, genel şartnamenin ilgili hükümleri esnetilerek tasfiye durumunda teminatların yükleniciye iade edeceği ayrıca fesihnamelerden ve devredilecek sözleşmeden damga vergisi de alınmayacağı belirtiliyor.

İlgili Dokümanlar: